ANALAR VE BABALAR

Bir delikanlı bir kıza aşık olmuş.

Aylar yıllar geçmiş ama kız delikanlının aşkına cevap vermemiş.

Ama bir gün gelmiş dayanamamış, delikanlıya demiş ki:

“Ananın kalbini bana getir, onu yiyeyim, o zaman aşkına cevap veririm.”

Delikanlı bu müjdeli (!) haberi alınca koşmuş anasına, anasının yatırıp kalbini çıkarmış, kıza götürmek için koşmaya başlamış. Fakat bir yerde ayağı kaymış ve düşmüş, elindeki kalb iki üç metre ileri fırlamış. Anasının kalbi oğluna şöye sesleniyormuş.

“Aman yavrucuğum, bir yerin acıdı mı?”

İşte ana kalbi bu. 

Onları acılar çekerek doğururlar, şikayet etmezler.

Ağlayan çocuklarını susturmak için sabaha kadar uyumazlar.

Hasta olunca başlarında beklerler, iyileşsin diye gözlerine bakarlar.

Yemezler yedirirler, içmezler içirirler.

Çocukları acı çekse içleri çocuklarından daha çok yanar.

Bir yaşına gelsin yürüsün, sonra konuşsun derler.

Okula gitsin, okulu bitirsin, adam olsun ,maaş alsın, evlensin, onların da çocukları olsun isterler.

Paraları yoksa gizli gizli biriktirdiği paraları onlara harçlık diye verirler.

İşte ana bu.. Ana kalbi bu..

Bütün bunları neden yaparlar?

Karşılığını beklemek için mi?

Sonra onlar da bana bakarlar diye mi?

Hasta olursam doktora götürürler, cebimde param olmazsa bana para versinler diye mi?

Hayır… Hayır… Hayır…

Bütün bunları çocukları mutlu olsun diye yaparlar.

Düşünün şimdi, size ananız-babanız  böyle yapmadı mı?

Sizi canından çok sevmedi mi?

Sizi her zaman koruyup kollamadı mı?

Eğer siz ana-baba değilseniz yarın ana veya baba olacaksınız. Size ananız babanız ne yaptı ise siz de onlara daha çoğunu daha iyisini yapmak için gayret göstereceksiniz.

Unutmayın ki, ananıza-babanıza nasıl davranıyorsanız, bir gün gelecek çocuklarınız da size öyle davranacaktır. Sizden ne gördülerse size onu vereceklerdir.

Çocuk ilk eğitimini aileden alır. Aile ise ana baba ve çocuklardan olur. Neneler ve dedeler de buna eklenir. Sevgi verirseniz sevgi alırsınız, anlayış ve hoş görü verirseniz karşılğında çocuklardan bunları alırsınız.

Ananın ve babanın çocukları üzerinde çok hakları vardır. Bu nedenle Allah da kitabı Kur’an’da ana-baba hakkına ve onlara nasıl davranılacağına dair açık ve net bilgiler verir.

Allah, kendine şükredilmesi yanında insanların ana-babalarına şükretmelerini de ister.

İnsana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır. Lokman 14

Şükretmek, öyle  dil ile şükrettim demek değildir. Arabistanda ot verilen ineğin sahibine süt vermesi, o ineğin sahibine şükretmesi olarak bilinir.

O halde şükür etmek dil ile şükrettim demek değil, eylemde bulunmaktır. Allah, kendine şükredilmesini ister, verdiği nimetler var kuluna. Kul da bu nimetlerin bir kısmını olmayana verecek ki, Allah’a şükretmiş olsun.

Ana-babaya şükür edilmesi gerektiği de lokman suresinin 14.ayetinin  başında bildirilmiştir. “İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur.”

Bu ayete göre ana-baba da bir gün güçsüz kalırsa, evladı ona bakacak ki, ana-babasına şükretmiş olsun. Yoksa şükürler olsun sana anam babam deyip kenara çekilmek şükretmek değildir.

Kur’an’da bir çok ayette zaten anaya babaya iyi davranılması emredilmiştir.

 “Rabbin, yalnız kendisine ibâdet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı «öf» bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevâzû kanatlarını ger ve; «Rabbim! Onlar beni küçükken  yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!» de!” İsrâ, 23-24

Allah, sadece kendisine kulluk etmemizi emreder.

Başka neyi emrediyor?

Anaya-babaya iyi davranılmasını kesin olarak emrediyor.

Neden kesin olarak emrediyor?

Onlardan biri veya ikisi yanımızda yaşlanırsa kendilerine  “offf!” bile demememizi, azarlamamızı emrediyor. Bununla da kalmıyor, onlara güzel sözler söylememizi, üzüp incitmememizi istiyor.

Başka ne yapmamızı istiyor?

Onları sevmemizi, saygı göstermemizi istiyor. 

Kur’an’da çok yerde ana-babaya iyilik edOnların sözlerine yerine getirilmesini ister.ilmesini Allah kullarından istiyor, onlara emrediyor. Allah biliyor ki, eğer şimdi siz ananıza babanıza iyi davranmazsanız, yarın bir gün siz de onların yaşına geleceksiniz ve sizin de çocuklarınız olacak, onlar da size iyi davranmazlar, bu sizin gücünüze gider diyor. Kullarını öğüt veriyor ve uyarıyor.

Analar ve babalar çocuklarına iyiyi, güzeli, doğruyu ve yararlıyı öğrenip hayatlarına uygulamaları için ellerinden geleni yaparlar. Yani aile çocukların ilk eğitim yeridir, ilk okuludur.

Çocuklar, anaların babaların sözlerini tutarlar, onlara saygı gösterirler, yapma dediklerini yapmazlar, yap dedikerini yaparlar… Bu şartlar içinde büyürler, büyüdükçe anaya-babaya, büyüklere saygı göstermeyi, onları üzmemeyi öğrenirler.

Ana-babanın çocuklarına verdiği emirler çocuklar tarafından yerine getirilmeli, bunlara karşı çıkılmamalıdır. Ancak bunun bir tek istisnası vardır. O da aşağıdaki ayette belirtilmiştir.

Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim. Ankebud 8

Çocukların ana babasına iyi davranmasını isteyen Allah, kendisine  ortak koşulmasını isterse onlara itaat etmemelidir. Çünkü  Allah’a ortak koşmanın Allah tarafından affedilmeyen tek günah olduğunu yine Allah bildirmiştir.

Bu gün ülkemizde ve genel olarak islam aleminde bazı din düşmanları ve diğer din mensupları tarafından aciz, bilgisiz ve cahil bırakılmışlardır. Analar ve babalar da yeterli eğitim alıp yeterli bilgi ile donatılmış değillerdir. Böyle anaların ve babaların çocuklarının aileden alacakları iyi güzel, doğru ve yararlı fazla şeyler yoktur. Onun içindir ki, gençlerimiz uyuşturucu batağına düşmüşler, fuhuşun, kumarın pençesinde  zaman geçirmektedirler. Çokları da cemaatlerin tarikanların ellerinde oyuncak olmuşlardır.

Her şeyi bilen Allah, elbette bunun böyle olacağını biliyordu. O’nun geçmişte ve gelecekte bilmediği şey yoktur. Aklı başına gelmiş her yetişkin insan Bakara suresinin 170. Ayetini beynine kalbine kazımalı, bu ayete göre hareket etmelidir

Ne diyor Bakara suresi 170.ayet:

Onlara, “Allah´ın indirdiğine uyun” dendiğinde: “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!…

Anamızdan babamızdan din adına ne öğrendikse bu ayete göre gözden geçirmeli, bunların bize doğru mu  yoksa yanlış mı öğrettiklerine araştırmalı, doğru ise uyulmalı, yanlış ise doğrusu öğrenilmeli ve uygulamaya hayatları boyunca bu doğrular konulmalıdır.

Cin suresinin 14.ayetine göre “Müslüman doğruyu araştırıp bulmakla.” Görevlendirilmiştir.

Bu gün fala bakmak, türbe ziyaretleri, Allah’ın yanına yedek ilahlar koymak, şeyhelere Allah’a tapar gibi tapmak, saygısızlık,içki,kumar gibi şeyleri kullanmak, çalmak, haram yemek, devletin malı talan etmek, işe hile karıştırmak gibi kötü  ve olumsuz  uygulamalar günümüzde çığ gibi büyüyüp gitmektedir.

Allah’on “Onlar.” Dediği bu insanlar veya Müslüman görünüp de her türlü kafirliği yapanlar bilsinler ki, ya öğrendikleri bu şeyler yanlışsada mı uygulamaya devam edeceklerdir.

Analardan babalardan öğrenilen namaz, oruç,hac, besmele zekat,  kurban kesme, şükür gibi veya daha bir çok kavramlar gözden geçirilmeli, Kur’an ne diyorsa onu yaşamaya ve uygulamaya çalışılmalıdır.

Bugün ana baba olmayabilirsiniz, ama yarın sizler de ana baba olacaksınız.  Size ananız babanız ne yapıyorsa sizler çocuklarınıza daha iyisini ve güzelini yapacaksınız.

Birgün gelir ana veya baba ölebilir, ya da yaşıyor olabilir. Çocuklar olarak bizim onlara görevimiz hiçbir zaman bitmez. Onlara bol bol dua etmeliyiz. Nasıl dua edeceğimizi de Allah bildirmektedir.

İşte o ayetler:

«Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!» İbrahim 41

Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.   Ahkaf 15

«Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır.» Nuh 28

Günümüzde insanlardan ne yazık ki, anasını ya da babasını bırakın off bile demeyi, dövenler, sokağa atanlar, bağırıp çağıranlar, azarlayanlar oldukça çoktur.

Böyle yapanlar, sizlere diyorum ki, inanın size de çocukarınız böyle yapacaktır. Sizden öğrendikerini size satacaklardır. Demek ki böyle oluyormuş diyecekleri düşünceleri yıllarca gizli gizli siz onların gönüllerine yerleştirdiniz.

Bir gün bu dünyadan ötekine gideceksiniz. Ananızın babanızın haklarını helal ettirmiş olarak gitmek için ne gerekiyorsa yapınız. Onları kaybedince yalandan gözyaşları dökmenin ne yararı var ki..

Benim anam da babam da yoklar. Ben onlar için hala gözyaşları dökerim bazen. Her gün dualar ederim.

Yaşayan bütün analara babalara selamlarımı sevgilerimi ve saygılarımı sunarım. Günahlarının affı için Allah’ıma dualar ederim.

Saygılarımla…

Necmi AKGÜL


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler: