YAŞAYACAKLARIMIZI ALLAH ALNIMIZA YAZDI MI?

Bir kadının oğlu motorsikletle aşırı hızla giderken, arkadan kamyonu bindirmiş, genç parçalanarak ölmüştü. Kadın ağlayarak diyordu ki: “Kaderi böyle imiş. Alnına böyle yazılmış.” Haşa suçlu bulunmuştu, Allah, bu gencin alnına kamyona arkadan çarparak ölümünü yazmıştı, bu da olmuştu.

Kadın verem olmuş, ölüm döşeğinde artık, ölmek üzere, başında bekleyenler gözleri yaşlı, başlarını sallayarak  “kaderi böyle imiş!” diye acınıyorlardı.

Adam komşusu kadının evine girmiş, kadın bağırmış,   12 yaşındaki oğlu uyanmış, ekmek bıçağını adamın kalbine saplamış, adam ölmüş. Uzaklardan annesi gelmiş ağlıyor: “Kaderi böyle imiş.!”

Adam  ziraatle uğraşıyor, fazla olan ineklerini satmış, paraları da samanlığa saklamış. küçük çocuk çakmakla oynarken samanlık yanmış, paralar da yanmış. Adam diyordu ki: Kaderimize bu paranın yanması yazılmış, ne yapalım, Allah’tan geldi işte.”

Eminim sizler de bu ve benzeri örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz.

Kader, yani alna Allah tarafından yazılan şey, başa gelince ne yapılır ki? Acaba bunlar Allah alnımıza yazdığı için mi geldi, yokşa bizim hatamızdan mı? Düşünür müsünüz?

Şimdi bir de olaya başka acıdan bakalım:

O genç trafik kurallarına uysa da hızlı gitmeyi tercih etmeseydi, kamyona çarpıp ölmeyecekti. Tercihini hızdan yana koydu, öldü.

Kadın, kendine iyi baksaydı, zamanında doktora gitseydi ölmeyecekti. Hastalandığı zaman bana bir şey olmaz deme tercihini yaptı, öldü. Yani tercihinin kurbanı.

Adam, komşusunun karısına tecavüz etme tercihinde bulunda, öldürüldü.

Parayı samanlığa değil de bankaya koymayı tercih etseydi, para yanmayacaktı.

Bütün bunlar, Allah alnımıza yazdığı için değil, olanlar karşısında sizin özgür iradenizle yaptığınız tercihler sonucu olmuştu. Siz bunları tercih ettiğiniz, Allah da sizin için tercih ettiğiniz şeyleri yarattı.

Peki bunlar kader, yani alın yazımız değilse Kader nedir?

Kader sözcüğü Kuran’da 11 yerde geçmekte ve tümünde de “ölçü” anlamında kullanılmaktadır.

Gökten ölçüye göre su indirildi. Rad 17, Müminun 18, Zuhruf 11,

Her şeyi belli bir ölçüye göre indirdi Hicr 21,

Allah’ın emri belirlenmiş bir ölçüdür. Ahzap 38,

Gerçek olan bir şey var ki, her şey bir ölçüye göre yaratılmıştır. Kamer 49

Her şey için bir ölçü belirlenmiştir. Talak 3

Yukardaki ayetlerde ölçü anlamı verilen kelime, Kuran’ın aslında Kader olarak geçmektedir. Ayetlerin anlamlarına bakıldığında, hiçbir ayette insanın başına gelenin Allah tarafından alnına yazılan anlamı bulunmamaktadır.  Oysa bu gün bir çok mümin, kaderi, Allah tarafından insanın başına geleceklerin yazılması ve insanın da bunu yaşaması anlamında kullanıldığı düşünüp aklını kullanmayan herkesce bilinmekte ve inanılmaktadır.

Eğer Allah, insanın yaşayacağı hayatı, doğarken şu yaşta evleneceksin, şu yaşta kaza geçireceksin, şu yaşta çocuğun olacak, şu yaşta insanların hakkını yiyeceksin, şöyle yapacaksın böyle yapacaksın diye yazsa idi, o zaman insan Allah’ın emirlerine getirmekle yükümlü olduğu için, yaptıklarından sorumlu tutulmazdı.. İnsana sorulurdu, şu yetimin hakkını niçin yedin, şu kamu mallarını niye çaldı diye, insan cevap verirdi Allah’ına, beni yaratırken böyle yapacağımı sen yazmıştın, ben de Senin emrin gereği yaptım demez miydi?

Oysa Allah,  güzel şeyler yapmamız için emirler vermiştir.

Bana dua edin demiştir, dua edip etmemeyi senin tercihine  bırakmıştır. Dua edersen Allah katında değerli olursun, etmezsen değersiz.

Allah, ananıza babanıza “Off bile demeyin” demiştir. Bunu sizin hür iradenize ve tercihinize bırakmıştır. Bu gün para vermediği için anasını kesen evlatlar vardır. Niye ananı kestin diye sorulduğunda sen istedin, alnıma böyle yazdın diye cevap verirse kul, bu sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.

Allah demiştir ki, zinaya yaklaşmayın, yalan söylemeyin, kötülük etmeyin, toplumun huzurunu bozmayın, insanlara iyi davranın, düşünün, güzel işler yapın, faizi yemeyin, infak edin, oruç tutun, namaz kılın, hacca gidin, Kuran’ın düşüne düşüne okuyun, Yalnız Alllah’a kulluk edin,çalışın, haram yemeyin, yetim hakkını koruyun, fakirlere verin, içinizi arındırın, günah işlemeyin.. ve daha bir çok..

Durum bu olunca, yani Allah alnımıza ne yapacağımızı  yazdı ise bu emirleri niye versin ki, ne de olsa Allah’ın vaadi, sözü gerçekleşecektir. İnsan da bundan asla kaçamayacaktır.

insan, kendi kazandığına bağlıdır. Müddesir 38

Eğer anladığımız ve inandığımız manada bir kader anlayışı olsa idi, Kuran’da  bu ayetler olmazdı. Kaderimize değil, kendi çalışmamıza ve kazandığımıza göre  hakkımızda işlem yapılacakdır. Ve bunlardan sorguya çekileceğiz. Bunların hepsi Kuran’dadır ve

Kuran’dan sorguya çekileceğiz. Zuhruf 44.

Allah, sürekli öğüt alın diyor, çirkin işler yapmayın diyor? Niye.. Eğer bizlere çirkin işler yapmamızı Allah yaratırken alnımıza yazdı ise, niye çirkin işler yapmayın desin ki? Niye öğüt alın desin? Bunları düşünmek gerek.

Düşünmüyor musunuz? Müminun 80

Ne yazık ki, imanın şartları içine Kuran’da insanın başına geleceklerin alnına yazılacak şekilde anlaşılmasına yeri  olmayan kader, imanın şartlarından sayılmıştır. Ama her şeyin bir ölçü, denge, miktar ile yaratıldığına iman etmek dinin en temel unsurlarından biridir.

Her şeyi ölçü ile yarattım diyor Allah, bunun üzerinde düşünmek gerek. Niye öyle diyor? Biraz düşününce anlaşılır bu zaten. İndirilen su ölçüye göredir Kuran’a göre. Bu ölçü olmasa sürekli yağmur yağsa, ya da hiç  yağmasa hayat olur mu? İnsanların boyları birbirine yakındır. biri elli santim, bir üç metre olsa, dünya yaşanır mı? Her yer çöl olsa, ya da her yer dağ olsa, sarp kayalıklarla dolsa dünya nasıl olur, bir düşünür müsünüz? Bir defada bir kadın bir çocuk, başka zaman yirmi çocuk doğursa, ne yaparız. Ya da kadınlar yüzde doksan çok olsa erkeklerden, veya  erkekler yüzde 90 fazla olsa, dünya nasıl olur? bir ağaç elmayı verse bir yıl on ton, sonra on yıl vermese olur mu? İşte Allahımız bunların böyle olmaması için, bizim dünyada rahat olmamız için her şeye altın oranlı bir ölçü  koymuştur.

Bu ölçü bozulursa insan için de, dünya için de  felaket olur.

İnsanlar alnına yazılan kader denilen şeyden değil, tercih ettiklerinden sorumlu tutulacaktır. Diyor ki Allah, size  aklı verdim, iki de yol gösterdim. Allah, her yapacağımızı bize bildirdi ise, Allah’ın bildirdiklerinden kurtulamayacağımıza göre, neden akıl versin ve iki de yol göstersin?

SİZ HALA DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?  Müminun 80

AKLINIZI KULLANMIYOR MUSUNUZ? Enbiya 10

Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağar diyor Allah Yusun 100.cü ayetinde.O zaman niye böle bir şey  desin, düşünmek gerek.

Siz şimdi hangi durumdasınız? Başarılı mısınız?  Mutlu musunuz? Hayatta istediğiniz yerde misiniz? Bu soruyu sorun kendinize, cevap verin. cevabınız evet ise harikasınız. Cevabınız hayır ise, bu neden böyle diye düşününüz. Nerede hata yaptınız, ne yapmanız gerekti de siz yapmadınız? Babanız oku dedi de siz okula gitmediniz de böyle oldu? Eşinizle aranız nasıl?  İye geçiniyor musunuz? Değilse bunu düzeltmek için ne yapıyorsunuz?

Sorular insanın aklını açan anahtarlardır. Bu nedenle kendinize sorunuz, sorunuz, sorunuz, cevabını bir yere yazın ve olumsuz olanların üzerinde  düşününün. Göreceksiniz, hayatınız değişecektir.

Unutmayın, kendinizi ve içinde bulunduğunuz durumu değiştirmezseniz  bu durumu yaşayıp gidersiniz. Hiçbir zaman oturan ile yürüyen bir değildir. Bilenle bilmeyen, çalışanla çalışmayan, seven ile sevilmeyen bir değildir.

Kaderiniz kendinize bağlıdır. Allah, sizin alnınıza  hatalı sollama yapın da kaza olsun, siz ölün, birkaç masum insanı da öldürün diye yazmamıştır. Hatalı sollama , hız sınırını aşma sizin tercihinizdir, Allah da sizin bu tercihinize göre olacakları  kanunlarına bağlamıştır.
Unutmayın ki,. başımıza gelen her şey, Kuran’a göre, vakıa 24 kendi işlediklerimizin, yaptıklarımızın karşılığıdır.

Bunlar işlediklerinizin karşılığıdır. Vakıa 24

Ve her insanın kendi kuşunu ayrılmayacak şekilde boynuna doladık. İsra 13

Bu ayetteki kuş, küçük veya büyük her şeyin insanla birlikte olacağı ve bundan sorumlu tutulacağıdır. Her kim zerre miktarı bir hayır işlerse onu görecek, her kim zerre miktarı bir şer işlerse onu görecek.  Zilzal 7-8

Yani Allah, bir kulunu bir şeyi yapmaya mecbur etti ise, o şeyden  insanı sorumlu tutmaz. Hem mecbur olmak, hem de sorumlu olmak yoktur.

insan, hayatı boyunca beğendiği veya beğenmediği bir çok şey yaşar. Beğendikleri için şikayetci olmaz. Ama beğenmediği, hoşuna gitmeyen şey için suçlu arar, sonunda da der ki, “Allah’ın takdiri böyle imiş!” Yani bu kaderim böyle imiş demektir.

Allah’ın takdiri ya da kaderim böyle imiş dediğin an insan, (haşa) bundan Allah surumlu tutulur.sorumlu bu inançla bulunmuş olunca, onun nedenlerini insan araştırmaz, üstüne düşmez, böylece hata üstüne hata yapılır, suç üstüne suç işlenir. Oysa kim aklını kullanmazsa sıkıntı çeker, Yunus 100 kim de  kötülük yaparsa onunla cezalandırılır. Nisa 123.

İnsan beğenmediği şeyin sebebini Allah’a dayandırır.. Nahl 62

İmanın şartlarına kaza ve kadere iman da eklenmiştir. Kuran’da imanın şartları sayılırken, Bakara 177,  Bakara 285. Nisa 136 hiçbir ayette insanı  mecbur ve mecbur ettiğinden mahkum eden bir hüküm bulunmaz. Ayetler incelendiğinde imanlı olmanın şartı 6 değil 5 olarak gösterilir. Bunlar da şunlardır:

1-Allah’a iman
2-Peygamberlere İman
3-Meleklere (Allah’ın kanunlarına) iman
4-Kitaplara iman
5-Ahiret gününe iman

Dini kendi görüş ve düşüncelerine göre anlayan bazı mezhep, tarikat, şeyh, cemaat mensupları kadere imanı 6.madde olarak eklemişler ve tarih boyunca bunu da acımasız bir kullanmışlardır. Allah’ın takdiri böyle imiş, hayır ve şer Allah’dır, önüne geçilemez gibi  yanlış bilgilerle insanları kandırmışlardır. İyilik Allah’dandır, bunu Kuran açıkca bildirir, Ama kötülük, insanın kendi isteği ile işlediği eylemler, davranışlardır. Allah diyor ki:
İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah’tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Nisa 79

Allah, açıkca böyle dediğine göre, başımıza istemediğimiz bir şey gelirse, kaderim buymuş,Allah böyle takdir etmiş diyerek ne yapayım diyerek bundan kurtulamaz. İnsan kesin olarak şunu bilmelidir ki, Allah hiçbir kulunun kötü şey yapmasını istemez. Ama kul kötü şey yapmaya karar verirse, tercihini o kötü şeyden yana koyarsa, Allah o zaman kulun istedi kötü şeyin olmasına izin verir.

Allah diyor ki:

Biz sana iki göz
Ve bir dil iki dudak
ve doğru ve eğri iki de yol göstermedik mi? Beled 8-9-10

Allah, aklı vermiş insana, yolu da göstermiştir. Kulu hangi yoldan giderse o yolun nereye gideceğini ve o yolun sonunda neyle karşılaşacağını yaratır. Kul,  doğru yoldan giderse güzel şeyler yaratır, eğri yoldan giderse o eğri yolda başına gelecekleri yaratır.

Neresinden bakarsanız bakınız,  Kuran insanın başına gelecek hiçbir şeyi önceden belirlemeşitir. İnsanın başına gelecek şey kendi elleri ile işlediği günahlar yüzündendir.
İnsan, isteyerek ve bilerek yapıp ettiklerinden ve tercihlerinden sorumludurlar. Ama, insanın sorumlu olmadığı şeyler de vardır. Ben Türküm, Türkiye’de bir ilde, bir köyde doğdum, bir anne ile bir babanın çocuğuyum. Bunların hiç biri benim isteğim ve tercihim değildir. Çünkü bunlar benim dışımda olan şeyler, benim değiştiremeyeceğim şeyler. Bunlar benim için Allah tarafından yazılmıştır.

Allah, her şeyi bilir, gaybı da bilir, yarın başımıza ne geleceğini de bilir. olaylar karşısında bizim neyi tercih edeceğimizi de bilir. Ne zaman öleceğimizi de, imanlı imansız mı gideceğimizi de bilir. Yani bizi Yaratan Allah, neyi tercih edeceğimizi, ne yapacağımızı bilir ve bizim istek ve tercihlerimize göre de olacakları yaratır.

Allah, benim veya sizin, mümin olup olmayacağınızı bilir, ona göre de hangi  seçimi yapacağımızı bildiği için o seçim doğrultusunda isteklerimizi yaratır. Ama bu hiçbir zaman demek değildir ki, Allah beni veya sizi imanlı ya da imansız olacağımızı yazdı da biz imanlı veya imansız olduk demek asla değildir.

Aklımızı kullandık, Allah’a iman etmenin büyüklüğünü anladık ve O’nun Kuran’daki dinini benimsedik, inandık, iman ettik.

Eğer Allah, bir insana kafir olarak yaşayıp öleceksin de seni cehenneme atacağım, ya da imanlı ol da seni cennetime koyacağım deseydi,  o zaman yaptıklarınızdan sorumlu değilsiniz demezdi. Bir çok yasak koymazdı, bir çok güzel emirler vermezdi.

Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor. Şura 30

Ayette geçen müsibet, kötülük, sıkıntı, acı, ızdırap v.s.’dir.

Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? İnfitar 6-7-8

EY İNSAN!

SENİ NE ALDATTI? İnfitar 6

HALA DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ? Enbiya 10

Saygılarımla…

                                                  Necmi AKGÜL


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler: